Side

Gezilecek Yerler...

Side


DE

Geçmişi Hititlere kadar uzandığı, M.Ö. 7. y.y.’dan önce kurulduğu söylenmektedir. M.Ö. 3. y.y.’a kadar Side’ye özgü bir dilin varlığı saptanmıştır. Side; M.Ö. 6. y.y.’ın ilk yarısında Lidyalıların, M.Ö. 547’de Persler’in egemenliğine girmiştir. Pers yönetiminde gelişen kent, M.Ö. 334’ de İskender’e teslim olmuştur. İskender’in ölümünden sonra Antigonus’un (323-304), Ptolemaioslar’ın (301-215), M.Ö. 215’ten sonra da Suriye Krallığı’nın denetimi altına girmiştir. M.Ö. 188’de Apameia Barışı ile Bergama Krallığı’na bırakılan Side M.S. 2. ve 3. y.y.’larda bölgenin zengin ticaret merkezi olmuştur. Suriye krallarından VII. Antiokhos, tahta geçmeden önce burada eğitim görmüştür. Kral olduğu zaman (M.Ö. 138) Sidetes adını aldı. Bu devre kadar başta Athena ve Apollon olmak üzere Afrodit, Ares, Asklepios, Hegeia, Kharitler, Demeter, Dionisos, Hermes gibi birçok tanrıya inanan ve onlara tapan ve de onlarla ilgili birçok eseri bizlere bırakan Side’liler, M.S. 4. y.y.’da hıristiyanlaşmaya başlamış, M.S. 5. y.y.’da Pamfilya Metropolisi (Piskoposluk Merkezi) olunca, M.S. 5. ve 6. y.y.’da en parlak devrini yaşamıştır. Bu gelişim M.S. 7.- 9. y.y.’lar arasında Arap akınları ile son bulmuştur. Kazılar sırasında büyük bir yangın ve çok sayıda deprem izlerine rastlanmıştır. Arap coğrafyacısı Idrisi burayı ölü bir kent olarak göstermekte ve yanmış Antalya olarak tanımlamaktadır. İdrisi’ye göre 1150 yıllarında kent halkı Side’den göç etmiş, M.S. 12. y.y.’da Side tümüyle boşaltılmıştır. M.S.13. y.y.’da Selçuklular’ın, M.S. 14. y.y.’da ise Hamitoğulları Beyliği ve Tekelioğulları’nın egemenliği altına giren Side’de bu devirlerde yerleşim olmamıştır. M.S. 15. y.y.’da kesin olarak Türk topraklarına katılmıştır.


Ancak, ne Osmanlılar ne de Selçuklular Side’de oturmadıklarından, yarımada üzerinde Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserlere rastlanmaz. Side, Kent Surları, Büyük Kent Kapısı, Doğu Kapısı, Su Kemerleri, Büyük Anıtsal Çeşme, Sütunlu Cadde, Evler, Agora, Anıtsal Kütüphane ve Devlet Agorası, Piskopos Sarayı ve Bazilikası, Vespasianus Çeşmesi, Üç Havuzlu Çeşme, Tiyatro, Men Tapınağı, Baküs Tapınağı, Büyük Side Limanı, Liman Hamamı, Apollon Tapınağı, Athena Tapınağı, Side Müzesi gibi eşsiz eserler ile günümüzde de tarihin derin izlerini taşıyan antik kent görünümündedir. 1895 yılında, Girit Adası’ndan gelen göçmenler Side’nin şimdiki yerli halkını oluşturmuştur. Manavgat ve bölgesinin turizme açılmasında büyük rol üstlenmiş olan Side, bölgenin dünya turizminde Side adı ile marka olmasında en önde gelen isim olmuştur.

Side'de Mitoloji

Tauros ve Kimolos’un kızı olan “Side” tabiat ve bereket tanrıçasıdır. Efsaneye göre, bir gün Side küçük kızını da yanına alarak Nymphe’ler (Su perileri) ile birlikte çiçek toplayıp çelenkler yapmak için, Melas (Manavgat) Vadisine gider. Güzel kokulu çiçekler, çevrelerinde uçuşan kuşlar ve Melas Irmağı’nın durgun hali, içlerinde mutluluk ve coşku yaratmıştır. Nymphe’ler ile şarkı söyleyip dans ederek çiçek toplayan Side birden ince dallı, parlak yapraklı ve rengârenk çiçekli bir ağaç görür. Şimdiye kadar hiç böyle güzel bir ağaca rastlamamıştır. Yaklaşır ve en güzel dala elini uzatır; çok sevdiği güzel küçük kızına vermek için bu ağacın bir dalını koparır. Ama nasıl olur? Daldan kan damlamaya başlamıştır... İşte o anda Side, bu ağacın, aslında kötü insanlardan kaçmak için ağaç biçimi almış bir Nymphe olduğunu anlar. O an öyle üzülür ve korkar ki, hemen oradan uzaklaşmak ister… Bir de ne görsün? Ayakları yere çakılmış ve toprağa gömülmüş! Kımıldamak ister, zorlar, başaramaz. O anda ayaklarından başlayarak gövdesi ince bir kabuk bağlamaya ve ağaç biçimi almaya başlar. Çok üzülen Nymphe’ler ağlamaya başlarlar ve gözyaşlarıyla Side’nin taze köklerini ıslatırlar. Side, yaptığının büyük bir hata olduğunu belirterek, Nymphe’lere şöyle der: “Ben bundan sonra kan rengi zengin meyvemle tabiatın, yaşamın ve bereketin sembolü olacağım. Sevgili kızımı da sık sık buraya getirin ki gölgemde oynasın. Ve ona söyleyin: Sakın ola hiçbir çiçeği koparmasın ve hiçbir ağaca zarar vermesin. Belki her çiçek ve ağaç, biçim değiştirmiş bir tanrıdır…” Bugün, Side’de Nar (Side) ağaçları az sayıda da olsa bahçelerde hâlâ var. Bereket sembolü bu meyveyi Side’ye gelen konukların tatması ise bir gelenektir…

Tarihi Şehir

Side Plajları

Yemek Kültürü

Side Müzesi

Side Limanı’nın yanı başında M.S. 2. yüzyılda yapılmış Apollon ve Athena Tapınakları bulunur. Işık, bilgi ve güzel sanatların tanrısı olarak kabul edilen Apollon’a adanan tapınağın tamamı mermer olup, Korint tarzında inşa edilmiştir. Günümüzde restore edilmiş Apollon Tapınağının Medusa başları ile bezenmiş frizleri göz alıcıdır. Hemen yanında, kentin baş tanrıçasına adanan Athena Tapınağı yer alır. Bu iki tapınağın yer aldığı alan, 7. yüzyılda yapılan Bazilikanın bahçesi olarak kullanılmıştır. Bazilikanın kuzeydoğusunda ise yarım daire planı ile dikkat çeken ve Ay Tanrısı “Men” için yapılan başka bir tapınak yer alır.
M.Ö 7. yüzyılda küçük bir yarımada üzerine kurulmuş antik Side şehri; balıkçı limanı ve çekici tarihi mekanlara sahiptir. Yarımadanın etrafı ince kumlu, mavi bayraklı uzun plajlarla çevrilidir.

İşte bu antik şehir sizlere huzur içinde en iyi tatil koşullarını sunar...
Her şey harika bir tatil için...
Büyüleyici bir atmosferde Side’nin rüya gibi plajlarında güneşin ve denizin tadını çıkartın.
 

Yemek Kültürü

Rahatlık ve huzur

Alışveriş

Su Sporları